Ek olarak, PNI’de, sistemik yangı ve bağırsak mikrobiotası üzerine odaklanmış çalışmalar türü araştırmalar kalp yetmezliği bulunan hastalarda görülen depresyon da dahil, birlikte ortaya çıkan rahatsızlıkların nöroimmün mekanizmalarını aydınlatmada bize yardımcı olabilir (bkz.Bölüm 9). Kanser ve otoimmün hastalıklar gibi sistemik rahatsızlıklarda, sitokin ağları, hipotalamohipo-fizoböbreküstü ekseni ve sirkadiyen ritimlerdeki dengesizlikler prognoz ve hastalığın denetim altına alınması gibi konularda kritik belirteçler olabilir (bkz.Bölüm 10).
Kitabın II.Bölümünde PNI araştırmalarında kullanılan çeşitli son teknoloji ve yöntemler tanıtılmaktadır. Bunların arasında fare modellerinin kullanılması, tam kan testlerinde krom salınması, görüntüleme yöntemleri ve keza aşı modelleri yer almaktadır.
Örneğin, optogenetik ve kemogenetik dahil yeni araçlar PNI’de beyin-bağışıklık etkileşimlerinin incelenmesini güçlendirmiştir (bkz.Bölüm 11). Doğal katil (NK) hücreler, stres yaratıcıların bağışıklık sistemi üzerine olan etkilerinin çok duyarlı barometreleridir. NK hücrelerinin hedef hücre öldürme kapasitesini incelemek için tam kan biyotestinde krom (51Cr) salınması kullanılabilmektedir. (bkz.Bölüm 12).
Ek olarak, fare modelleri PNI araştırmalarında yoğun şekilde kullanılmaktadır. Nöro-immün sistemin incelenmesinde immünodavranışsal fenotiplendirme cephede ilk hat yöntemidir. Farelerde nöroimmün aktivasyonun incelenmesinde davranış testleri sık kullanılır (bkz.Bölüm 13). Başlıca patojenik devreleri yüksek doğrulukla analiz etmede kullanılan fare MRI modeli, otoimmün hastalıklar ve beyin-bağışıklık bağlantısının anlaşılmasında vazgeçilemez bir değer taşır (bkz. Bölüm 14).
Beyin metabolizması ve hedef moleküllerin ölçülmesinde kullanılan bir yöntem pozitron emisyon tomografisi (PET) görüntülemedir. Beyin değişkenlerinin saptanması ile PET görüntülemeler PNI çalışmalarında kullanılan diğer deneysel ve klinik modellerle eşleştirilebilir (bkz.Bölüm 15).
Bir basamak daha ileri gidersek, psikososyal etmenlerin bağışıklık üzerine olan etkilerini çözümlemede aşılama modelleri çok yararlı olur (bkz.Bölüm 16). Bu tür protokoller stres ve aşı yanıtları arasındaki birlikteliğin aydınlatılmasına yardımcı olabilir. Çağdaş çok sayıda yöntem, riskli popülasyonlarda aşı yanıtlarının teşviki için kullanılan PNI araştırmalarının değerini pekiştirecektir (bkz.Bölüm 17).
Üstüne üstlük, PNI fenotiplerinin incelenmesinde fetal kolinerjik işaretleşmenin sistemler ve hücresel düzeyde etkilerini çözümlemeye yönelik yaklaşımlar son derece yararlıdır (bkz.Bölüm 18). Prenatal stres ve postnatal beyin gelişmesi konulu araştırma protokolleri perinatal PNI’nin geliştirilmesine katkıda bulunacaktır (bkz.Bölüm 19).
Sistem-tabanlı modellerden ileri teknolojiye kadar pek çok konuyu kapsayan bu kitap biyotıp öğrencileri ile psikoloji, psikiyatri, sinirbilim, immünoloji, moleküler biyoloji, genetik, biyomühendislik, fizyoloji, patoloji, mikrobiyoloji, sistem biyolojisi ve klinik tıbbın tümleştirici araştırmalarına ilgi duyan her düzeyden okuyucu tarafından kullanılabilir. Bu alandaki önder uzmanlar tarafından yazılan bu kitabın amacı, PNI’nin daha iyi koruyucu ve kişileştirilmiş tıbbi uygulamaya aktarılmasını isteyen kişilere pratik, ileri-teknolojiye dayalı ve holistik bir görüş sağlamaktır.
Profesyonel görüş ve deneyimlerini paylaşan ve heyecan dolu bu yeni alana değerli katkılarda bulunan yazarların tümüne teşekkür etmek isterim. Keza, editörlükteki yardımı için dizi editörü Dr.John Walker’a da şükranlarımı sunarım.
Qing YAN
Santa Clara, CA, USA
Kullanıcı Yorumları